Yumurtalıklar pelvis boşluğu içine yerleşmiş organlar olup doğumsal anomalilerden kansere kadar değişen çok çeşitli hastalıklara sahiptir. Yumurtalıkları büyüten birçok sebep vardır. Bunların bir kısmı doku çoğalmasına bağlı iken bir kısmı da menstural siklus (adet döngüsü) sırasında görülen, çoğunlukla kendiliğinden iyileşen fonksiyonel ve kistik yapılardır. Bu nedenle yumurtalıklarda görülen her kistik yapı ameliyat gerektirmez, ancak ayrım yapmak zordur.
Bunun yanında yumurtalıklar yerleşim yerleri dolayısıyla patolojik durumlarda az belirti veren ve ayrıca klinik olarak değerlendirilmeleri nispeten zor olan organlardır. Bu nedenle malign (kanser) hastalıklarda tanı konduğu zaman hastalık genellikle ilerlemiş olmaktadır. Hastalar daha çok karşımıza ileri evredeki tümörlerle gelmektedir. Halen yumurtalık hastalıkları için kullanılabilecek geçerli ve güvenli bir tarama yöntemi de yoktur. Bugün için en geçerli yöntem periyodik jinekolojik muayenedir. Yumurtalık patolojilerinin kendini yumurtalık büyümesi şeklinde gösterdiği düşünülürse jinekolojik muayene ile bu hastalıkların önemli bir bölümün tanınabileceği ortaya çıkar. Özellikle üreme ile ilgi olan fonksiyonlarının ve sorunlarının bittiğini düşünen ve bu nedenle jinekoloğa pek başvurmayan ileri yaşlardaki kadınlara periyodik jinekolojik muayenenin önemi mutlaka vurgulanmalıdır. Kadınların hiç yakınması olmasa dahi 6 ay aralıklarla muayene edilmesinin yararlı olacağı kabul edilmektedir.
Yumurtalık kistleri klinik muayene dışında ultrasonografi ile tespit edilir. Pelvik kitlenin yumurtalığa ait olduğu sonucuna varıldığında ameliyata gerek olup olmadığı yanında en önemli konu oluşumun iyi huylu veya kötü huylu olduğunun tespitidir. Çünkü bu durum operasyon tekniği açısından yaklaşım farkı oluşturur. Habis, selim ayrımı genellikle ultrasonografi ile şüphelenilebilmektedir. Tüm yumurtalık kistlerinde ve solid (kitle) oluşumlarda karşılaşılabilecek önemli sorunlardan biri torsiyondur. Yumurtalığın kendi etrafında birkaç defa dönmesi ile yumurtalığı besleyen damarlar gangrene uğrar yumurtalık nekrozu gerçekleşir ve erken tanı konulamaz ve ameliyat yapılmaz ise yumurtalık kaybedilebilir.
Yumurtalık kistlerinde görülebilecek bir diğer sorun kistin rüptürü (yırtılması) dür. Akut batın sendromu tablosu ile birlikte iç kanama tablosu da görülebilir. Kanamanın kendiliğinden durma ihtimali de vardır ancak vakaların bir kısmında operasyon gereklidir.
Yumurtalık kistleri genellikle iyi huylu oluşumlardır. Bunlar;
Follikül kisti
Korpus luteum kisti
Teka lutein kisti
Gebelik luteuması
Paraovaryon kist
Endometrioma (çikolata kisti) gibi fonksiyonel kaynaklı olabileceği gibi,
Seröz kistadenoma
Müsinöz kistadenoma
Dermoid kist
Tekoma kist
Brenner tümörü
Clear Cell adenomu gibi neoplastik iyi huylu tümöral yapılardan olabilir.
En sık görülen birkaç kist formundan bahsetmekte fayda var;Follikül kisti
Follikül kisti dominant follikülün büyümeye devam etmesi nedeniyle meydana gelir. Gergin ve içinde berrak sıvı bulunan kistler oluşur. Genellikle birden çok sayıda ve çift taraflı oluşur. Büyüklükleri genellikle 3 cm.i pek geçmez, nadiren 4 cm.e ulaşırlar. Büyük follikül kistleri ise yumurtlama tedavisi esnasında kullanılan ilaçlara bağlı oluşur. Follikül kistleri genelde semptomsuzdur, nadiren torsiyone ve rüptüre olabilirler, çoğunlukla tesadüfen saptanırlar. Adet düzensizliğine sebep olabilirler. Follikül kistleri genellikle kendiliğinden kaybolur ve tedavi gerektirmez, ancak follikül kisti tanısı kadını muayene ederek hemen konulamaz. Üreme çağında 5.cm.den küçük kisti olan kadın bir adet dönemi sonrasında tekrar görülür. Follikül kisti genellikle 1-2 adet sonra kendiliğinden geriler. Kistin gerilemesini kolaylaştırmak için doğum kontrol hapları kullanılabilir. Takip sırasında gerilemeyen, giderek büyüyen ya da torsiyone olan, rüptüre olan kistlerde ameliyat gereklidir. Kist ameliyatla yumurtalığa zarar vermeden çıkartılır.
Endometrioma (çikolata kisti) (Yumurtalıkta gelişen endometriozis kisti)Endometriozis rahim iç zarı dokusunun farklı yerlerde, çoğunlukla yumurtalıklarda yerleşmesi ile karakterize bir tablodur. Yumurtalıklar endometriozis odaklarının sıklıkla yerleştiği yerlerden biridir. Her adet döneminde kanama ve iyileşme nedeniyle bu odaklarda kistik gelişmeler olur. Bu kistler genellikle etrafa yapışıktır, birlikte çevrede başka endometriozis odakları da vardır.
Hastalar genellikle karşımıza kısırlık, şiddetli adet ağrıları, cinsel ilişkide ağrı ve yoğun adet kanamaları şikayeti ile gelir. (Tedavisi kistin ameliyatla çıkartılmasıdır.) Endometrioziste tedavi esas olarak ağrı ve kısırlık sorunlarına yönelik olarak yapılır. Bu sorunlardan birinin veya ikisinin de olup olmaması tedavi şeklini değiştirebilir. Minimal ve hafif endometrioziste tedavi vermeksizin elde edilen gebelik oranları medikal tedavi sonrası elde edilen gebelik oranları ile aynıdır, bu nedenle bu hastalarda medikal tedaviye geçmeden önce 6-9 ay beklemek yerinde olur. Tek başına ağrı sorunu için ağrı kesiciler kullanılabilir.
Tedavide ilaçlar, cerrahi yaklaşım ya da bu ikisinin kombinasyonu yada cerrahi sonrası ilaç tedavisi gibi seçimler söz konusudur. İlaç tedavisinde amaç endometriozis odaklarını hormonal ilaçlar kullanarak baskılamaktır. Medikal tedavilerin etkileri en az 2 ay sonra görülmeye başlar. Yumurtalıkta görülen endometrioma 3 cm. ve üzerinde ise medikal tedavi yarar sağlamaz.
Cerrahi tedavi özellikle orta ve şiddetli derecede hastalığı olanlarda ağrı ve kısırlık sorunlarına yönelik olarak uygulanır. Cerrahi tedavi hastalığın yaygınlığına, hastanın yaşına, sorunlarına ve beklentilerine göre yapılır. Örneğin ileri yaşta, yaygın hastalığı olan, şiddetli ağrılardan yakınan daha fazla çocuk sahibi olmak istemeyen hastalarda rahim ve yumurtalıkların çıkarılması hastanın beklentilerini karşılayabilir ve sorunu kökten çözümler. Aynı durumda daha genç bir hastada sağlam tek yumurtalık bırakılabilir. Esas sorunu ağrı olan, rahim ve yumurtalıklarını korumak isteyen hastalara rahime giden sinirlerin tahribatı anlamına gelen presakral nörektomi yapılabilir. Çocuk sahibi olmak isteyen hastalarda ise mutlaka organ koruyucu cerrahi uygulanmalıdır. Cerrahi tedavinin temel prensibi çikolata kistlerinin ve endometrial odakların çıkartılması, yapışıklıkların açılarak normal bir pelvik anatomi sağlanmasıdır. Cerrahi tedavi olarak laparoskopi hastanın çabuk iyileşmesi yönünden laparotamiye üstündür.
Endometriozisin cerrahi tedavisi sonrası özellikle takip eden ilk 1 yılda %30-70 arasında değişen gebelik oranları verilmektedir.
Dermoid Kist (Benign Kistik Teratom)
Dermoid kist tüm over tümörlerinin %10-15’ini oluşturur. Ayrıca 20 yaşın altında görülen over tümörleri arasında ilk sırada yer alır. Her yaşta görülmekle birlikte 20-40 yaşlar arasında daha sık rastlanır. Dermoid teratomda hakim olan doku genellikle deri ve deriye ait yapılar olduğu için yüzyılı aşkın bir süredir kullanılagelmiş yanlış bir isimlendirmedir. Kanserleşme oranı %1-3 arasındadır. Kist çoğunlukla 10-15 cm. çapındadır. Kist açıldığında genellikle saç, kemik, diş, kıkırdak ve yağa benzeyen koyu kıvamlı bir sıvı içerdiği gözlemlenir. Bazen içerisinde barsak mukozası, tiroid bezi dokusu, sinir yapıları ve solunum sistemine ait dokular da bulunur. Klinik olarak genellikle asemptomatiktir, tesadüfen saptanır ancak ara sıra karın ağrısı görülebilmektedir.
Tedavi kistin ameliyatla çıkartılmasıdır. Dermoid kist saptanan kişiler genellikle üreme çağında olan kişiler olduğu için cerrahi girişim sırasında yumurtalıklar mümkün olduğu kadar korunmalıdır.