Cinsel ilişki ile bulaşabilen hastalıklar başlığında pek çok etken vardır, bakteriler virüsler, parazitler, bazı mantar türleri ve dış parazitler; Ancak bu noktada bir şeyi hatırlamak gereklidir. Unutulmamalıdır ki listede bulunan patojen etkenlerin bazıları cinsel yol dışında da bulaşabilmektedir (mantar enfeksiyonu, trikomanas, HIV, HepatitB ve HepatitC.)
Cinsel yolla bulaşabilecek hastalıklar giderek yaygınlaşmaktadır, bunun başlıca nedenleri;
1)Eskiden çok kullanılan prezervatif (kondom) in yerini rahim içi araçlara, doğum kontrol haplarına bırakması ki bu yöntemler doğum kontrolü açısından kondoma üstün olmasına karşılık enfeksiyon bulaşmasından korumamaktadır.
2)Toplumdaki değer yargılarının değişmesi, iletişim araçlarının giderek yaygınlaşması, ulaşım kolaylaşması, turizm gibi çeşitli nedenler ve bunların sonucu olarak cinsel serbestlik cinsel yolla bulaşabilen hastalıkların yayılımında etken olmaktadır.
3)Bazı hastalıkların belirtisiz olması, belirtilerin bilinmemesi, fark edilmemesi veya belirtilere aldırılmaması bulaşmada rol oynamaktadır.
Cinsel yolla bulaşabilen hastalıkların tanısı ve tedavisinin yanı sıra hasta eğitimi tekrar tarama programına alınmaları, gerekli durumda eş tedavisinin de ihmal edilmemesi bu hastalıkların kontrol altına alınmasında rol oynayan önemli faktörleri oluşturmaktadır.
Bel soğukluğu, Neisseria Gonorrhoeae tarafından geliştirilen bir hastalıktır. Yüksek derecede bulaşıcıdır. Vajina ve dış genitali etkilediği kadar iç genital organları da etkileyerek ciddi pelvik enfeksiyonlara hatta bakterinin kana karışması sonucu vücudun özellikle eklem bölgelerinde enfeksiyona neden olabilir. Pürülan kokusuz akıntıya, zaman zaman sık idrara çıkma, ağrılı idrar, vajinal kaşıntı ve yanma da eşlik edebilir.
Chlamydia enfeksiyonu da cinsel yolla bulaşan en sık görülen enfeksiyondur. Tüpleri etkileyerek kısırlığa kadar giden sorunlara yol açabilir.
HIV enfeksiyonu (AIDS), Hepatit B ve Hepatit C enfeksiyonları da cinsel yolla bulaşabilen hastalıklardır ve son derece kötü sistemik sonuçlara yol açabilirler.
Human papilloma virüs genital bölgede siğil başta olmak üzere vajina, özellikle rahim ağzı, dış genital ve anüs kanserlerine yol açar. %98 oranında cinsel yolla bulaşan bir viral hastalıktır. Sevindirici olan gelişme artık kansere yol açan bu virüse karşı yüksek oranda koruyucu aşının (HPV aşısı) uygulamaya girmiş olmasıdır.
Herpes bir diğer viral enfeksiyon tipidir, uçuğa yol açan bu virüsün iki ana tipi mevcuttur. Tip1 genellikle dudakları ve yüzü tutarken Tip2 daha çok genital bölgeyi tutmaktadır. Genital uçukların %85’i Tip2 HSV ile oluşurken %15’i ise Tip1 tarafından oluşturulur. En önemli semptom dış genital bölgede ağrılı, sulantılı çok sayıda lezyonun varlığıdır. Sulantılı lezyonlar açılarak yerini ağrılı yaralara bırakır. Vajinadaki lezyonlar daha sessizdir, artmış vajinal akıntı ve yanmaya neden olur. Rahim ağzındaki lezyonlar genellikle sessizdir ve genellikle fark edilmeyebilir. Aktivasyon aralığı genellikle 1,5 ay ile 6 ay arasında değişir. Spesifik bir tedavisi yoktur. Perine temiz tutulmalıdır, lezyonlar çıkmadan önce ya da ilk belirtilerle beraber ağızdan ya da krem olarak antiviral bir ilaç olan asiklavir kullanılarak enfeksiyonun süresi ve şiddeti azaltılabilmektedir.